Söğütözündeki Kulübenin Hikayesi
Atatürk’ün özel kalemi Hasan Rıza SOYAK’ın hatıralarında kulübeyi şöyle anlatıyor;
Orman çiftliğinin arazisi içinde, Balgat köyünün altında «Sögütözü» denilen bir yer vardır; burada oldukça bol su, bir küçük havuz ile ilk zamanlarda belki yüz kadar yetişmiş söğüt ağacı mevcuttu.
Atatürk çok beğendiği bu yerde küçük bir köy evi, daha doğrusu, Onun deyişiyle
bir Koliba (kulübe) ve bir çardak yaptırmak istedi… Fakat kulübe ile çardak
için ayırdığı parçada 20 – 30 söğüt ağacı bulunuyordu; bunları kesmek lazımdı. ..
Daha ilk anda büyük bir güçlükle karşılaşılmıştı; ağaçları bir türlü feda edemiyordu …
Nihayet düşünmüş taşınmış . söğütleri yanlara nakletmek kararını vermişti… Bu
kendisi için çok önemli işi bizzat yapacaktı.
çiftlikten lüzumu kadar amele seçildi; bir gün, kendisi başta, faaliyete geçildi.
ilkin yerleri değiştirilecek ağaçlar için yeni çukurlar açtırdı; sonra ağaçları
söktürüp hazırlanan çukurlara diktirmeye başladı.
Sabahları gayet erken, iş yerine geliyor, akşam oluncaya kadar işçilerle beraber çalışıyordu … Öğle yemeklerini orada yiyordu; paydos zamanları da yere serilen hasır ve
seccadeler üzerinde dinleniyordu … Günlük resmi işleri de orada görüyor,
hazırlanan evrakı yine orada imzalıyordu.
Çalışma esnasında amele ile arasında bazı anlaşmazlıklar da oluyordu; çukurlar açılır,
yahut ağaçlar dikilirken işçilere verdiği emirlerde; muvazi (paralel) yahut amut (dikey)
gibi kelimeler kullanıyordu; tabii amele bunları anlamadığından sinirleniyor, koşup bizzat
durumu düzeltiyordu.
Böylece birkaç gün çalışıldı.. Bir akşam artık iş bitmiş kulube için seçilen yer açılmıştı… Kendisi memnun olmakla beraber biraz düşünceli yere çömelmiş etrafı gözden geçiriyordu ben ayakta duruyordum bana bakıp sordu.
«Ne dersin Çocuk; acaba bu ağaçlar tutacak mı?..»
«Kati bir şey söyleyemem paşam,» dedim… « Yalnız bendenize öyle geliyor ki, önümüzdeki
kış çiftlik, yakacak bakımından sıkıntı çekmeyecektir… »
Yüzü pembeleşti; bıyık altından gülmeye başladı:
«Bana da öyle geliyor, hele bakalım… » Dedi, yerinden kalktı, Köşke dönmek üzere otomobile
bindik…..
«Ne dersin Çocuk; acaba bu ağaçlar tutacak mı?..»
«Kati bir şey söyleyemem paşam,» dedim… « Yalnız bendenize öyle geliyor ki, önümüzdeki
kış çiftlik, yakacak bakımından sıkıntı çekmeyecektir… »
Yüzü pembeleşti; bıyık altından gülmeye başladı:
«Bana da öyle geliyor, hele bakalım… » Dedi, yerinden kalktı, Köşke dönmek üzere otomobile
bindik…..
***
Ne dersiniz, yerlerini değiştirdiği bütün ağaçlar tutmuştu; o günlerden bugüne aradan 30 seneden fazla bir zaman geçmiş bulunuyor; Şimdi; Sögütözü’nde, o vakit Atatürk’ün, Çiftlikte sebze bahçelerinde çalışan Bulgarlara, kendisi için kerpiçten yaptırdığı, ocaklı ve çardaklı kulübe ile yanına yine o tarzda inşa edilmiş küçük bir bina, etrafında da bir fidanlık, bir de küçük orman var.
Sık sık oraya gider, bazen orada yemek yer, sonra ot minderli sedire uzanarak rahat, sakin uyurdu.
Kaynak: Hasan Rıza Soyak, Atatürkten Hatıralar cilt 1 1973 baskı Sayfa 34,35
Selamlar,
Google’da Ankara’da Tarihi yerler diye arama yaparken bu sayfaya denk geldim. Bu değerli bilgilendirici paylaşım için teşekkürler.
Bir çok insanın gitmediği hatta tabiri caizse bilmediği tarihi bir yer.
Malum ülkemizde tarih’i değerlere sahip çıkılamadığı için bu değerin bu şekilde kalması da bir mucize! Umarım bu kulübe sürekli yaşatılır ve koruma altına alınır.
Sanırım Mansur Yavaş bey bu kulübenin restorasyonunda önemli rol oynadı diye biliyorum. Yanlış biliyorsam düzeltin. Diğer türlü yılların eskittiği tarihi bir yer olarak toprak olup ufalanıp gidecekti.
Türk tarihinde büyük liderlerin, önemli şahsiyetlerin bırakmış olduğu eserlere, miraslara sahip çıkmanın önemli olduğuna inanıyorum.
Türk olarak yaşamak Büyük Bir Onur’dur.
Dünya literatürün de kimseye nasip olmaz!
Nice Türk olarak yaşayan soydaşlara…
Saygılar.
Yorumlarınız için teşekkürler.
http://www.burcinerkan.com/44-yorugun-destani/
yazımızı okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Bigalı çavuş, kanapiçe koyu hikayesi de hoşunuza gidecektir. Maalesef tarihine sahip çıkamayan bir toplumuz. Daha yazmaya fırsatım olmayan onlarca yazı var. Tek desteğim sizin gibi değerli insanların yorumları.
Saygılarımla.